In English

26 Aralık 2015 Cumartesi

Tasarruf

İngilizcesi: Saving

En kısa ve öz tanımıyla tasarruf, insanların elde ettikleri gelirlerin ileride harcanmak üzere saklanan kısmıdır. Gelecekteki tüketimi şimdiki tüketime tercih etmek demektir. Tasarruf anlam itibariyle iktisat dışında da çok geniş bir alana sahiptir. İnsanlar geleceklerini düşündüklerinden tasarruf yapma ihtiyacı hissederler. İhtiyatlılık sonucu gerçekleşen tasarruflar bir ülke ekonomisi için oldukça önemlidir. Çünkü tasarruflar ülkedeki yatırımların en önemli hızlandırıcılarından biridir. Dolayısıyla da kalkınmada çok önemli bir rol oynar. Ülke içindeki tasarruflar sayesinde dış finansman bağımlılığı da sınırlı kalacaktır.

23 Aralık 2015 Çarşamba

Ceteris Paribus

İngilizcesi: Ceteris Paribus

Ceteris Paribus ekonominin en temel terimlerinden biridir. İktisadi hadiseleri bilimsel hale getirip açıklarken kullanılıyor. Kullanım amacı çok karmaşık olan olayları basite indirgemek. Latince olan Ceteris Paribus 'diğer herşey sabitken' anlamına gelmekte. İktisatta bir konu anlatılırken asıl bahsedilen değişken dışındaki etkenlerin sabit  kabul ettiğimizi Ceteris Paribus terimiyle belirtiyoruz  

22 Aralık 2015 Salı

Talep

İngilizcesi: Demand

Talep belli bir piyasada, belli bir mala olan satın alma isteğidir. Ekonomideki en temel olgulardan biri olan talep iktisat öğrenmeye başlayan öğrencilere ilk öğretilen ekonomik terimlerdendir. Yalnız taleple alakalı önemli olan nokta, bu satın alma isteğinin maddi güçle desteklenmiş olmasının gerekmesidir. Örneğin asgari ücretle çalışsan bir işçinin lüks bir yat sahibi olmak istemesini lüks yat talebini arttıran bir durum olarak sayamayız. Talebi etkileyen faktörler ise o malın fiyatı, tamamlayıcı malın fiyatı, ikame malın fiyatı, kişisel tercihler, o mala duyulan ihtiyacın şiddeti şeklinde sıralanabilir. Ekonomide D harfi ile gösterilir.




20 Aralık 2015 Pazar

Kapitalizm Nedir?

Bugün pek çok kişi kapitalizm kelimesini olumsuz olarak anlamlandırmakta. Çünkü herkese sömürüyü, zengin-fakir uçurumunu, insani değerlerden çok kar maksimizasyonuna odaklanmayı çağrıştırıyor. Bütün bunlar gerçekten de kapitalizmin suçu mu? Bu soruya evet diyen ekonomist de çok hayır diyen de. İşin garibi kapitalist sistemin tam tersi anlayışa sahip komünizm de insanların zihinlerinde çok olumlu yer edinememiş. Bunu çeşitli nedenlere bağlayabiliriz. Ama ben kapitalizme dönmek ıstıyorum.

Kapitalizmi açıklamaya başlarken tipik bir tanım yerine anahtar kelimelerle başlamak istiyorum. Bunlar anahtar kelimeleri "özel mülkiyet", "piyasa mekanizması" ve "kar maksimizasyonu" olarak sıralayabiliriz. Şimdi bunları tek tek açıklayayım. 

Kapitalist ekonomik düzende bireyler özel mülkiyet edinebilir. Bu konuda bir sınırlama yoktur. Kişi refahını yükseltmek için uğraşır, çalışır ve nihayetinde büyük ya da küçük bir servet (özel mülk) sahibi olur. Kapitalizmin en temel varsayımlarından biri de bireylerin refahlarını maksimum yapmaya çalışmaları sonucu bütün toplumun refahının otomatikman maksimum hale geleceğidir.

 Kapitalist sistemde ekonomideki dengenin piyasa mekanizması tarafından kendiliğinden gerçekleşeceği kabul edilmiştir. Bu doğrultuda kapitalistler devletin piyasalara asla müdahale etmemesi gerektiğini öne sürmüşler. Piyasa mekanizması dediğimiz olguyu piyasadaki ürünlerin arz ve talebinin karşı karşıya geldiklerinde belli bir fiyat düzeyinde kararlı bir denge hali oluşması diyerek kısaca açıklayabiliriz. Piyasa mekanizması "görünmez el" adıyla metaforlaştırılmıştır.

 Son kavram kar maksimizasyonunu açıklayalım. Kapitalizmde bireyler faydalarını, firmalar karlarını maksimum yapmaya çalışırlar. Karlarını mümkün olduğunca arttırmaya uğraşan firmalar ürünlerini satabilmek için halkın ihtiyaçlarını gözetmek zorunda olacaklar ve sonuç olarak toplumsal bir refah artışı yaşanacaktır. Yani kapitalizm öyle diyor.

 Kapitalizmin çerçevesini kabaca çizmiş olduk. Son olarak kendi düşüncemi belirtmek istiyorum. Bence kapitalizme düşmanlık edeceğimize üreterek, daha fazla üreterek ekonomimizi ve dolayısıyla ülkemizi kalkındırmalıyız. Bunun yolu da oturduğumuz yerden kapitalizmin kötülüklerinden dem vurmaktan değil; çalışarak, öğrenerek, tüketerek değil tasarruf ederek yaşamaktan geçmekte diye düşünüyorum.